2 Mart 2018 Cuma

Yıllanmış ağaç



Yıllanmış ağaçların gövdesi gibiyiz
her bir kıvrımda ayrı bir yaşanmışlık
Ayrı bir anı
Üst üste kat kat...
Bazı yerlerde kabuklar dökülmüş
Belki isteyerek, belki elinde olmadan...
Bazı dallar kırılmış
Belki hoyrat bir rüzgarda, belki üzerindeki ağırlıktan...
Kimi yerden kurumuş, kupkuru
Kimi yerden sürmüş yeni, taze yeşil bir dal...
Yeni bir gün doğumu, yeni bir umut gibi
Dört tarafında ayrı hikaye
Köklerinde ayrı, dallarında ayrı...
Ama neticede
Yılların sonunda
Öyle kalın, öyle korunaklı, öyle sağlam yapışmış toprağa
Saramaz kimse tek başına....

21.09.2017 Florya, İstanbul
Ağaçlar Bodrum, Kadıkalesi




1 Mart 2018 Perşembe

Bekleyen





Islak ve soğuk bir İstanbul sabahında
Tek başına bir sandalye
Tarihi yarımadaya bakıyor hüzünle
Belki biraz üşümüş
Belki yalnız hissediyor
Belki de birini bekliyor
Kitaba ve denize kıyısı olan birini
Aynı gözlerle aynı denize bakabilen
Uçuşan martıların fısıltısını duyabilen
Karşıdaki yıllanmış sarayda gezinen yaşlı ruhların mırıldandığı ezgileri duyabilen
Yağmur damlalarının deniz dalgalarıyla karşılaştığındaki çığlıkları duyabilen
Soğuk gri bir İstanbul sabahında
Bir sandalye var
Bekleyen...

26 Şubat 2018, Karaköy

4 Haziran 2017 Pazar

Biz cerrahlar bilimsel makale yazmak için konu ve yenilik bulmak için bu kadar uğraşırken yurdum sosyolog ve psikiyatristlerini kıskandığımı farkettim bu sabah. Trafiğe çıktığınız andan itibaren araştırılacak o kadar çok olgu ve davranış şekli var ki ... Mesela dar şeritli bir bağlantı yolunda en sol şeritten giden küçük otomobilleri sırf sıkıştırmak amaçlı şeridinden çıkıp üstlerine giden ve 200 metre sonra en sağ çıkıştan çıkan hafriyat kamyonu sürücülerini inceleseler iki saat trafikte yeterince veri toplanır. Ya da ülkelerinde tüm kurallara uyduğunu varsaydığımız bir Japon turisti sakin bir Pazar sabahında yayaya kırmızı yanan trafik ışığında yola atan nedir acaba... Tekdüze hayatına biraz heyecan katmak mı evinden binlerce kilometre uzakta ? Bir çeşit İstanbul aurası mı, her geleni biraz delirtiyor mu bu şehir? Bir Pazar sabahı erkenden sakin İstanbul trafiğinde niye bunları düşündüm ki ben de????? Hayırlara vesile ...


04 Haziran 2017

11 Nisan 2017 Salı


Rastgele beklemelerdeyim
Ne zaman neyi bekleyeceğimi bilemeden
Kah bir martıyı bekliyorum denizin kıyısında
Kah denizin kendisini bir dağ başında
Ama hep beklemelerle geçiyor ömür...
Ya umutla bekliyoruz
Ya umutsuz günlerin geçmesini
Dedim ya rastgele beklemelerdeyim
Bekliyoruz insanoğlu olarak... 

10 Aralık 2016, Karaköy

4 Nisan 2017 Salı

Basit bir düş


Basit düş kurmalı en basitinden
Ama rengarenk
Bir beyaz masa olmalı
İki mavi sandalye
Bir mavi saksıda kırmızı çiçekler
Bir iskelede olmalı mavi bir denizin üstünde
Yeşil bir dağ olmalı arkasında denize uzanan
Kuşlar uçmalı özgürce sonsuz gökyüzünde
Mutlu olmalı insanlık
Basit bir düş olmalı...

29 Ağustos 2016, Çökertme

3 Nisan 2017 Pazartesi

Zamansız mekandan

Zamansız bir mekan yaratın kendinize
Zamansızlar mevsimi uğramıyorsa size...
Bir oda yapın evinizde
Sadece kitaplar, müzik ve siz
Penceresine en kalınından bir perde çekin ki farkedemeyin gün ağardı mı derin karanlık mı
Bir de akreple yelkovanı sokmayın içeriye
Takvim de olmasın
Günler geceye aylar birbirine karışsın
Dedim ya zamansız mekanınız olsun sizin
Bir de maviye boyadınız mı
Sonsuza kadar saklanın orada kitap kahramanlarınızla
"Ve sonsuza dek mutlu yaşadılar" misali


18 Aralık 2016/ Pazar/ Zamansız mekan


Yıllanmış ağaç

Yıllanmış ağaçların gövdesi gibiyiz her bir kıvrımda ayrı bir yaşanmışlık Ayrı bir anı Üst üste kat kat... Bazı yerlerde kab...